Keşfet

Avrupa ve Türkiye’de Pazaryerlerinin Yükselişi: 247,5 Milyar Avroluk Bir Dönüşüm

E-ticaret dünyası, son yıllarda benzeri görülmemiş bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün merkezinde ise artık sadece markalar değil, pazaryerleri (marketplaces) yer alıyor. Avrupa’daki en güncel verilere göre sınır-ötesi e-ticaretin (cross-border) toplam hacmi 358,7 milyar avroya ulaşırken, bunun 247,5 milyar avroluk kısmı — yani yaklaşık yüzde 70’i — pazaryerleri üzerinden gerçekleşiyor.
ugur-eskici-500px

Uğur Eskici

20/10/2025 - 5 dakikalık okuma

E-ticaret dünyası, son yıllarda benzeri görülmemiş bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün merkezinde ise artık sadece markalar değil, pazaryerleri (marketplaces) yer alıyor. Avrupa’daki en güncel verilere göre sınır-ötesi e-ticaretin (cross-border) toplam hacmi 358,7 milyar avroya ulaşırken, bunun 247,5 milyar avroluk kısmı — yani yaklaşık yüzde 70’i — pazaryerleri üzerinden gerçekleşiyor. Bu oran, tüketici davranışlarının ve dijital ticaret stratejilerinin yönünü kökten değiştiren bir eşiğe işaret ediyor.

Pazaryerleri Neden Bu Kadar Güçlendi?

Günümüz tüketicisi, zaman, güven ve kolaylık arıyor. Pazaryerleri tam da bu üçlü formülü mükemmel biçimde karşılıyor. Tek bir hesapla farklı satıcılara ulaşmak, fiyat karşılaştırması yapmak, ürün yorumlarını okumak, güvenli ödeme sistemlerini kullanmak ve iade süreçlerini kolayca yönetmek kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor. Bu da tüketicinin, tekil markalardan çok, güvenilir bir “ekosisteme” yönelmesini sağlıyor.

Satıcı tarafında da tablo benzer. Bir markanın kendi sitesini her ülkeye uyarlayıp pazara girmesi yüksek maliyetli ve riskli bir süreç. Oysa pazaryerleri, satıcıya hazır bir altyapı, yerelleştirilmiş müşteri hizmetleri, lojistik entegrasyonu ve reklam araçları sunarak bu bariyerleri kaldırıyor. Böylece markalar, çok kısa sürede birden fazla pazarda satışa başlayabiliyor. Bu “kolay erişim” dinamiği, pazaryerlerinin Avrupa’da pazarın omurgası haline gelmesinin temel nedeni.

Dijital Düzenin Yeni Çerçevesi: DSA ve DMA

Avrupa Birliği’nin dijital ekonomi politikaları da pazaryerlerinin yükselişine yeni bir boyut kazandırdı. Digital Services Act (DSA), çevrim içi platformlara güvenlik, şeffaflık ve satıcı doğrulaması gibi katı standartlar getirerek kullanıcı güvenini artırıyor. Digital Markets Act (DMA) ise dijital “gatekeeper” olarak tanımlanan büyük platformlara rekabeti koruyacak yükümlülükler yüklüyor. Bu düzenlemeler sayesinde tüketici tarafında güven artarken, satıcılar için de daha öngörülebilir bir rekabet ortamı oluşuyor.

Bu durum, özellikle sınır-ötesi ticarette pazaryerlerinin büyümesini “sorumlu bir büyüme” modeliyle destekliyor. Artık sadece yüksek satış hacmine ulaşmak değil, bu hacmi sürdürülebilir ve yasal çerçeveye uygun biçimde yürütmek de bir başarı göstergesi haline geldi.

Avrupa E-Ticaretinde Pazaryerlerinin Payı: Net Bir Gerçeklik

Avrupa genelinde e-ticaretin toplam hacmi 2024 yılında yüzde 8 artışla 958 milyar avroya ulaştı. Bu büyümenin önemli bir kısmı, düşük fiyat politikalarıyla dikkat çeken pazaryerlerinden geldi. Tüketici, her geçen gün daha fazla platform alışverişine yöneliyor. Moda, elektronik, ev-yaşam ve kişisel bakım gibi çok ürün çeşitliliği gerektiren kategorilerde pazaryerleri, fiyat rekabetini artırırken aynı zamanda güven unsurunu da güçlendiriyor.

Kısacası, Avrupa’da pazar artık markaların değil, platformların oyunu. Bu yeni düzende markalar, pazaryerlerinde var olmayı bir “alternatif satış kanalı” değil, temel büyüme stratejisi olarak görmeye başladı.

Türkiye Perspektifi: 3 Trilyon TL’lik Dijital Dönüşüm

Türkiye’de de benzer bir tablo mevcut. Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı en güncel verilere göre, 2024 yılında Türkiye’de e-ticaret hacmi yüzde 61,7 artışla 3 trilyon TL’yi aştı. İşlem adedi 5,91 milyara ulaşırken, perakende e-ticaret hacmi 1,6 trilyon TL’yi geçti. Bu büyüme, pazaryerlerinin ekonomideki merkezi konumunu daha da güçlendirdi.

Türkiye’de çok kategorili pazaryeri pazarının temel oyuncuları — Trendyol, Hepsiburada, n11 ve Amazon Türkiye — hem tüketici tarafında hem de satıcı tarafında ekosistemin merkezini oluşturuyor. Rekabet Kurumu’nun yayımladığı sektörel inceleme raporu da pazaryerlerinin, tüketici davranışlarını şekillendiren başlıca kanal haline geldiğini açık biçimde ortaya koyuyor.

Öte yandan halka açık bir şirket olan Hepsiburada’nın 2024 yılı finansal sonuçları, pazaryerlerinin iş modelini net biçimde yansıtıyor. Şirketin 2024 yılı 4. çeyrek raporuna göre toplam işlem hacmi 59 milyar TL’ye ulaştı ve bu rakamın yüzde 69,5’i pazaryeri (3P) satışlarından geldi. Bu oran, Türkiye’de de platform temelli ekonominin kalıcı hale geldiğini gösteriyor.

Kategorilerde Dönüşüm: Çeşitlilik ve Güven

Pazaryerlerinin büyümesi, sadece toplam satış hacmini değil, ürün kategorilerinin dinamiklerini de değiştirdi. Moda, kozmetik, elektronik ve ev yaşamı gibi rekabetin yüksek olduğu alanlarda, kullanıcılar artık ürünleri markalardan çok pazaryerlerinde keşfediyor. Ürün açıklamalarının doğruluğu, teslimat hızı, iade kolaylığı ve müşteri değerlendirmeleri satın alma kararında belirleyici rol oynuyor.

Bu durum, markaların içerik kalitesine, ürün verisi doğruluğuna ve operasyonel performansına daha fazla odaklanmasını gerektiriyor. Artık pazaryerlerinde görünür olmak, yalnızca ürün yüklemekle değil; kullanıcı deneyimini, hız ve güvenle birleştiren bir strateji kurmakla mümkün.

Markalar İçin Yeni Oyun Planı

  1. Pazaryeri-Öncelikli Büyüme: Avrupa pazarına girişte pazaryerlerini bir “test kanalı” değil, ana kanal olarak konumlandırmak gerekiyor.
  2. Veri Kalitesi ve Optimizasyon: Ürün başlıkları, açıklamalar ve GTIN kodları gibi veri setleri, platform içi sıralamada kritik rol oynuyor.
  3. Yasal Uyumluluk: DSA kapsamındaki satıcı doğrulaması ve ürün güvenliği yükümlülükleri sadece zorunluluk değil; aynı zamanda dönüşüm oranını artıran güven sinyalleri.
  4. Reklam ve Görünürlük: Pazaryerlerinin sunduğu “sponsored products” ve “storefront” çözümleri, organik sıralamayla birleştiğinde satış hacmini çarpan etkisiyle büyütebiliyor.
  5. Türkiye’de Veriye Dayalı Karar: Resmî pazaryeri payı oranı yayımlanmamış olsa da, halka açık veriler ve finansal raporlar üzerinden ölçümleme yapmak en doğru yöntem.

2025 ve Sonrası: Sorumlu Büyümenin Çağı

2025 yılıyla birlikte Avrupa’daki pazaryerleri, sadece büyüklükleriyle değil, uyum ve güven standartlarıyla da öne çıkacak. DSA ve DMA uygulamaları olgunlaştıkça platformlar daha şeffaf, satıcılar daha sorumlu, tüketiciler ise daha güvende olacak. Türkiye’de ise e-ticaret hacminin büyümeye devam etmesi bekleniyor; pazaryerlerinin bu büyümedeki payı, platformların inovasyon ve kullanıcı deneyimine yaptığı yatırımlarla daha da artacak.

Sonuç olarak, dünya e-ticaretinde artık net bir gerçek var:
Pazaryerleri yalnızca alışverişin değil, dijital ekonominin geleceğini tanımlıyor. Markalar için başarı, bu yeni düzende platform ekonomisine doğru hamle yapabilmekte yatıyor. Güven, veri, uyumluluk ve deneyim — bu dört faktörü bir araya getiren markalar, pazaryerlerinin sunduğu devasa potansiyeli uzun vadeli büyümeye dönüştürebilecek.

Kaynakça

  • Cross-Border Commerce Europe – Top 100 Cross-Border Marketplaces Europe 2024/2025
  • Ecommerce News Europe
  • Reuters – European E-commerce Outlook 2024
  • Avrupa Komisyonu – Digital Services Act (DSA) & Digital Markets Act (DMA) Resmî Sayfaları
  • T.C. Ticaret Bakanlığı – Türkiye’de E-Ticaretin Görünümü (2024)
  • Rekabet Kurumu – E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Nihai Raporu (2022)
  • Hepsiburada (D-Market) – Q4 & FY 2024 Finansal Sonuçlar ve Yatırımcı Sunumu
Yorumlar

Bu makaleye ait henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorum yapan sen ol!

Yorum Yaz

Yeniliklerden Haberdar Olun!

Dijital pazarlama dünyasını takip etmek için hemen haber bültenimize abone olun!

Arama Sonuçları

İçindekiler