Keşfet

Marketing MeetUp The Misfit: Pazarlama Dünyası’nın Geleceği

1627661422754

Yusuf Esen

27/10/2021 - 8 dakikalık okuma

Bu yıl sekizincisinin düzenlendiği Marketing Meetup’ta Misfit temasıyla dijital pazarlamanın ve iş dünyasının gereklilikleri konuşuldu. Dev bir organizasyonla gerçekleşen etkinlikte birbirinden değerli isimler etkileyici konuşmalarıyla yer aldı. The Misfit yani “Uyumsuzlar” mottosunu benimseyen etkinlik pazarlama dünyasında çevikliğin, cesaretin, ileri görüşlülüğün ve insanı anlamanın önemini bizlere bir kez daha hatırlattı. Biz de Kriko ekibi olarak bu görkemli etkinlikte yerimizi aldık. Zorlu bir pandemi dönemin ardından fiziksel olarak ilk kez düzenlenen etkinlikte konuşulan önemli konuları sizler için derledim.

Nörobilim Işığında İnsanı Anlamak

Marketing MeetupYener Girişken

Türkiye’nin ilk nöropazarlama şirketi kurucusu olan Yener Girişken pazarlama stratejilerinde başarı insanı anlamakla mümkün diyerek duyguların işlediği kampanyaların üretilmesi gerektiğine işaret etti. Konuşmasında insan aklının duygularla birlikte çalıştığını belirten nörobilim uzmanı, Catlyn Brown ve Richard Taylor’dan aktardığı sözlerle savını destekledi. “Bizler aklıyla kararları tartan ve duygularıyla karar veren varlıklarız” anekdotuyla insanın duyguları olmadan var olamayacağını belirten Girişken, bilinçdışının da karar mekanizmasını etkileyen unsurlar arasında yer aldığını belirtti. Richard Taylor’un “İnsanlar bugün kravat takıyorlar diye, mağara insanı olmaktan çok da uzakta değiller. Şuan hala mağara insanıyız, sadece kravat takıyoruz.” sözüyle örneklendiren Yener Girişken bu farkındalığın dünyada birçok şeyi değiştirebileceğinden bahsetti. İnsanın duygusal yapısı ve karar mekanizmasına değindiği konuşmasıyla katılımcıların beğenisi toplayan Yener Girişken nöropazarlama kavramına da değinmeden geçmedi.

Başarılı Bir Pazarlama Kampanyası Tüketiciyi Anlamaktan Geçer

Nöropazarlama kavramı hakkında Türkiye’de ilk çalışan isimler arasında yer alan Yener Girişken, etkili sunumuyla sektörde nöropazarlama stratejisinin gerekliliğini bizlere tekrar göstermiş oldu. Tüketicinin satın alma davranışlarında rasyonel sebeplerin yanında bilinç dışı etkenlerin de yer aldığını belirten Girişken, görüşlerini çeşitli markalardan örneklerle destekledi. Verdiği örnekler arasında yer alan BMV örneği nöropazarlamanın önemi bağlamında ele alındığında oldukça açıklayıcıydı. BMW markasının otomobil sektöründe olmadığı görüşünü paylaşan Girişken, markayı bir gençlik aşısı olarak niteledi. “BMW markasının otomobilleri orta yaş krizinde olan insanlara özel tasarlanıyor. Tüketici bunu tam olarak açıklayamasa bile, BMV markasının arabalarını daha genç ve dinamik görünmek için tercih ediyorlar. Bu tercihi açıklama evresinde ise ürünün farklı özellikleri devreye giriyor. Orta yaş kitlesine ait bir tüketiciye BMV tercihinin nedenini sorduğunuzda hız, sağlamlık ve yeşil motor gibi özelliklerini sebep olarak sunabilir. Fakat tercihinin özünde daima genç görünme isteği vardır.” Bu örnekle bilinç dışı faktörlerin etkisini vurgulayan Yener Girişken pazarlama stratejilerinde asıl önemli olan unsurun insan olduğunun altını çizdi.

İçerik Sektöründe En Önemli Unsur Organize Olmak

Etkinliğin devamında sahne Linkedin Kıdemli İçerik Çözümleri Danışmanı Purna Virji’nindi. Sağlık sebeplerinden dolayı fiziksel olarak katılım gösteremeyen Virji sunumunu online olarak gerçekleştirdi. İçerik uzmanlarının kariyerinde süreklilik sağlaması ve gelişmesi için planlı olarak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Purna Virji bu organize olma halini “We will rock you” şarkısıyla betimledi. “Herkesin aşina olduğu we will rock you şarkısı güçlü ritmiyle dinleyiciyi organize olmaya teşvik eder. Şarkı çalmaya başladığında davul sesi eşliğinde ayaklar yere vurmaya başlar. Sonrasında o ortamdaki herkes o şarkıya eşlik eder. Nakarat kısmında ise herkes nakarat kısmını bağırarak söylemeye başlar.” Purna Virji bu örnekle birlikte şarkının nakarat kısmının yani ön planda olması gereken ürünlerin seçkin içeriklerin olması gerektiğini, diğer kısımların ise farklı reklam kampanyalarının olabileceğini aktardı. Bu örneğiyle tüm hizmetlerin ahenk içinde ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Virji sektörde parlamanın yolunun sürekli olarak üretmekten geçtiğini de ekledi.

Pandemi Etkisiyle Şirketlerde Değişen Vizyon ve Faaliyetler

Pandemi sonrasında şirketlerde değişen vizyon ve pazarlama stratejilerinin tartışılması için güçlü markaların yöneticileri verimli bir panel gerçekleştirdi. Zenna Araştırma ve Danışmanlık şirketinin kurucusu Nuran Aksu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Boyner, Allianz Türkiye, Anadolu Efes ve Schneider Electric şirketlerinin marka yöneticileri yer aldı. Pandemi sonrasında değişen şirket stratejileri ve vizyonları hakkında marka temsilcileri görüşlerini dile getirdi. Allianz Türkiye pazarlama ve dijital sigortalar genel müdür yardımcısı Onur Kırıcı pandemi etkisinin markalarında yarattığı değişimi şu sözlerle aktardı; “Biz sigorta şirketi olduğumuz için çeşitli felaketler bizi yakından ilgilendiriyor. Bu yüzden pandemi dönemi ve yaşanan felaketlerin yaşandığı bu dönemde bireyleri bilinçlendirme ve koruma stratejisiyle hareket ediyoruz. Edindiğimiz bu vizyonla birlikte tazminat ödeyen yapıdan doğal afetleri karşı koruyan bir şirkete evrildik. Özellikle deprem ve yangın gibi afetler için tam donanımlı bir test merkezine sahibiz. Bunun yanında toplumsal kuruluşlar ve STK’lar la bir araya gelerek doğal afetlere karşı önlem almak adına ciddi yatırımlar yaptık.” Bu bilgi paylaşımının ardından marka temsilcileri Pandemi sonrasında hızlı aksiyon alabilme, itibar yönetimi ve tüketiciyi anlama yolunda yürüttüğü çeşitli faaliyetleri bizlerle paylaştı. Panelde pandemi sonrasında şirket vizyonlarında değişen profillerin yanı sıra sürdürülebilirlik konusunda da dikkat çeken görüşler mevcuttu.

Yaşanabilir Çevre ve Güçlü Markalar İçin Sürdürülebilirliğin Önemi

İklim değişikliği ile mücadelenin ne kadar önemli olduğunu toplum olarak yaşadığımız deprem, yangın ve sel felaketleriyle birlikte anlamış olduk. Gelecek nesillere yaşanabilir bir Dünya bırakmak ve doğanın yok olmamasını sağlamak için hepimiz daha dikkatli hareket etmeye başladık. Bu doğrultuda markaların da üzerine düşeni yapmaya çalıştığı aşikar. Panelin devamında marka temsilcileri iklim değişikliği sorununun ne kadar önemli olduğuna dikkat çekerek yürüttükleri faaliyetleri bizlerle paylaştı. İklim değişikliği konusunda markaların samimi ve organize bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan konuşmacılar, yürüttükleri faaliyetlerle şeffaf duruşlarını da bizlere göstermiş oldu. Bu hususta Boyner pazarlama ve marka yönetimi genel müdür yardımcısı Nurçin Koçoğlu yürüttükleri faaliyetleri bizimle paylaştı. İklim değişikliği mücadelesinde kolektif olarak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Koçoğlu plastik atıkların azaltılması yönünde önemli adımla attıklarını belirtti. Bunun yanında ihtiyaç sahiplerine destek olacak faaliyetler yürüttüklerini ve markalarla sürdürülebilir moda için özel koleksiyonlar hazırladıklarını aktardı. Sonrasında enerji sektöründe yer alan Schneider Electric markasındaki değişimleri aktarmak üzere mikrofonu Burcu Mungan devraldı. İklim krizinin önemli sebepleri arasında yer alan aşırı enerji tüketimini kontrol altına almayı amaçladıklarını belirten Mungan, teknoloji ve inovasyonun bir araya geldiği bir sistem oluşturduklarını iletti. Bununla birlikte sürdürülebilirliğin sağlanması adına hedeflerini erken tarihlere çektiklerini de ekledi. Bu açıklamaların ardından farklı sektörlerde çeşitli faaliyetler yürüten diğer marka temsilcileri de iklim krizini önleme amaçlı yürüttüğü etkinlikleri bizlerle paylaştı. Değerli görüşlerin paylaşıldığı panel, katılımcılar tarafından beğeniyle karşılandı.

Başarılı Bir Girişim İçin Analitik Düşüncenin Önemi

Marketing Meetup Fatih Güner

Komünite’nin kurucusu Fatih Güner’in sunumu Misfit temasını anlatır nitelikteydi. Sunununa analitik düşünce yapısını tanımlayarak başlayan Güner analitik kelimesinin yaratıcı insanla eşdeğer bir kavram olduğunu vurguladı. Analitik düşüncenin yanında yaratıcı ekonomi kavramının da ön planda olduğu sunumu daha iyi aktarabilmek adına konuşmadan kısa bir anektodu sizlerle paylaşma gereği duydum.

“Yaratıcı ekonomisi yaratıcı insandan gelir. Analitik kelimesi yaratıcı insanla eşdeğer bir kavramdır. Yapılan araştırmalara göre Dünya da insanların %5 i analitik düşünebiliyor. Fakat bu özelliklerini kullanamayan insanlar da ne yazık ki mevcut. Bu insanları da elediğimizde %1 gibi küçük oranda analitik insanların varlığını görüyoruz. Yüzdedeki bu kayıp okul ve aile baskısının oluşturduğu sınırlardan kaynaklanabilir. Çünkü sistem tüm toplum yapısını kendi sınırlarına göre oluşturmuş durumda. Bu zinciri kırabilmek için gündeminizde daima yaratıcı ekonomi ve analitik düşünce sistemi yer almalı. Özellikle reklam ve iletişim sektöründeki sıkışmanın giderilmesi için daima kreatif olarak üretim halinde bulunmalıyız.”

Bu konuşmasının ardından özellikle girişimcilere seslenen Güner, üretimini ürünleştirmeyi başaran insanların sınırlı zamanda güçlü işler yapabileceğini vurguladı. Etkili konuşmasıyla katılımcıların beğenisini toplayan Fatih Güner’in zamanın hızlı akışıyla alakalı görüşleri de oldukça değerliydi. Teknolojik gelişmelerin ve dijitalleşmenin daima takip edilmesini gerektiğini vurgulayan Güner, zamana ayak uyduranların değil hakim olanların zirvede olabileceğini aktardı.

Benim için oldukça verimli ve eğlenceli geçen etkinliğin ardından önemli bulduğum konuşmalara not ederek sizlerle paylaştım. Yazımı paylaşarak daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağlayabilirsiniz.

Etkinlikte yer alan diğer konuşmacıları görmek ve öne çıkan noktaları incelemek isterseniz notlarımızın devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

Bu makaleye ait henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorum yapan sen ol!

Yorum Yaz

Yeniliklerden Haberdar Olun!

Dijital pazarlama dünyasını takip etmek için hemen haber bültenimize abone olun!

Arama Sonuçları