İçindekiler
Kendine bir latte söyle ve bilgisayarını açıp çalışmaya başla! Freelance çalışmak çoğu zaman hayalimizde böyle canlanıyor. İş dünyasının da özellikle son birkaç yıl içerisinde yaşadığı değişimleri az çok hepimiz biliyoruz. Pandemi, bu değişimlerin itici kuvveti olarak karşımıza çıktı. Ayrıca pandemi her ne kadar geride kalsa da iş dünyasına yönelik çeşitli etkileri kalıcı oldu, diyebiliriz. Bunlardan biri de odağın freelance çalışmak denilen iş düzenine kayması. Özellikle COVID – 19 süreci ile beraber evden ya da uzaktan çalışma düzeni değer kazandı. Kimi tam zamanlı profesyoneller, serbest ve uzaktan çalışmaya geçti. Çevirmenlik, blog yazarlığı, yazılımcılar… Pek çok meslek grubu da freelance çalışan yetiştirmeye müsait. Peki freelance çalışmanın iyi ve kötü yanları neler olabilir? Radikal değişimlerden önce içeriğimizi okuyun, derim! Tüm bunlar günün sonunda bir tavsiye değil ve tartının hangi tarafının ağır bastığına siz karar vereceksiniz.
Freelance (Serbest Çalışan) Olmak
Hemen herkes yağmurlu bir günde evde kahvesini demleyip pencere kenarında çalışmaya devam etmek istemiştir. Sabah 9 – akşam 5 işler, trafiği bol yollarda saatlerin harcanması, daha gün bile ağarmadan kalkıp işe gitmek için hazırlanmak… İrili ufaklı çoğu profesyonelin yaşadığı deneyimler yıllarca bunlar oldu. Hele buna bir de “büyükşehir olmak” sosunu kattığınızda ağzınızın tadı bozulabilir. İşinizi ne kadar severseniz sevin; evden işe, işten eve gitmek için harcanan saatler ile yeni bir hobi dahi bulmak mümkün. Bu nedenlerle freelance olarak çalışmak tam zamanlı dünya için bir masal diyarı gibi görünüyor. Türkçemize “serbest çalışan” olarak geçen bu kavram, bir mekâna ve hatta zamana bağlı kalma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bir profesyonelin kendi adına çalıştığı, farklı şirketlere proje bazında iş teslim ettiği bu düzenin, çekici pek çok yanı inkâr edilemez bir gerçek. Hâl böyle olunca, mahallenizdeki o kafede lattesini yudumlayıp bilgisayarı başında çalışan profesyoneller görüyor ve belki de imreniyorsunuz. Adeta tek ihtiyaç da iyi çalışan bir bilgisayar ve kararlı bir internet…
1. Birden Çok Gelir Kaynağınız Olabilir
Ek gelir her zaman tatlıdır. Özellikle tek bir yere bağlı kalmamak, çoklu gelir kaynaklarına sahip olmanız demek. Eh, öyle ya da böyle çalışmanın birincil amacı da para kazanmak olduğuna göre bu da kulağa tatlı geliyor. Serbest çalışma düzenine geçtiğiniz zaman gerçekten de ne kadar kazanabileceğiniz konusunda bir limit yok. Ek olarak 9 – 5 tek bir işin finansal kaynağına bağımlı olmak zorunda da değilsiniz. Bunun, hayatınızı yaşamak noktasında da çeşitli avantajları olacaktır. Örneğin, ne kadar kazanmanız gerektiğini tespit edebilir ve buna göre bir yoğunluğun içerisine girebilirsiniz. Genellikle tümüyle freelance çalışmak isteyenler, önce bir yan iş olarak bu topa giriyor. Direkt serbest çalışma düzenine geçmeden önce 9 – 5 işlerini bir müddet daha sürdürüyorlar.
2. Öz Yönetime Sahip Olabilirsiniz
İngilizcede havalı bir tabir var: Self Management. Türkçeye kabaca “öz yönetim” olarak geçebiliyor bu kavram. Kendi kendinizin hem İK’sı hem patronu, hem yöneticisi hem de çalışanı olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Freelancer olarak para kazanmak bunun imkânını verebiliyor. Böylece neyi ne zaman yaptığınız, hangi işleri kabul veya reddettiğiniz tümüyle kendinizden sorulur. Böylece ofis politikanız da yalnızca güzel demlenmiş bir kahve olabilir…
3. Çalışma Saatleri Sizin Elinizde
“Esnek çalışma saatleri” tam zamanlı iş ilanlarında gözümüzü korkutabiliyor. Aklımıza hemen “sürekli fazla mesai mi yapacağım?” gibi sorular gelebiliyor. Oysa freelance çalışmak söz konusu olduğunda bu korku ortadan kalkabilir. Kendiniz için en ideal çalışma saatlerini de yine kendiniz belirleyebilirsiniz. Örneğin, pek çok freelance metin yazarı geceleri çok daha verimli çalıştığını söyler. Freelance tasarımcı olmak da belki Güneş battığında daha randımanlı olabilir. Günün sonunda herkes 9 – 5 iş saatleri arasında üretkenliğinin zirvesine çıkamaz. Bazılarımız alışılageldik çalışma saatlerini kırmak ister.
4. Yüreğinizin Götürdüğü Yerde Çalışın
Esnek çalışma saatlerini görüyor ve artırıyorum: Esnek çalışma yerleri! Yazının başında da dediğim gibi; şehrin pek çok kafesi, birazdan kendine sade bir filtre kahve söyleyecek serbest çalışanlar ile doludur… Freelance olarak sıcacık yuvanızda çalışırken dört duvar arasında kalmak güzeldir ama bazen can sıkıcı da olabilir. O zaman gidip semtinizdeki hoş bir kafeteryada çalışmak veriminizi artırabilir. Üstelik kafeye doğru yürürken trafiğe kalacağınızı hiç sanmıyorum! Dizüstü bilgisayarınızı alın ve internete bağlanın! Hatta tatile dahi laptopunuz ile beraber gidebilir ve bir yandan Eski Datça’yı keşfederken diğer yandan denize yakın bir kafede çalışabilirsiniz. Hatta dünya dijital göçebe vizesini konuşmaya başladı bile. Bu vize çeşidi, bir yere bağlı olmadan çalışan kişilerin başka bir ülkede yaşamasına ve mesleklerini sürdürmelerine izin veriyor. Bu da online çalışırken dünyayı gezmeye olanak tanıyor. Dijital göçebe vizesine aşağıda ayrıca yer vereceğim.
5. Monotonluk mu? O da Ne?
Esnek çalışma saatleri ve konum değiştirebilme imkânı özel hayatı da olumlu etkileyebilir. Böylece yalnızca cumartesi – pazar akşamlarındaki davetlere değil, diğerlerine de katılabilirsiniz. Ne zamandır görüşmediğiniz arkadaşınızla da bir öğle kahvesi içip çalışmaya devam edebilirsiniz. Tüm bunlar, sabahtan akşama kadar ofise bağlı kalırken yapılabilecek şeyler pek değil. Freelance çalışmak ofisi ve sabit iş saatlerini rafa kaldırdığı gibi, sosyalleşmeyi de kolaylaştırabilir.
6. Farklı İş Becerilerine Daha Çok Odaklanabilirsiniz
Yakında vizyona girecek bir film için afiş tasarlarken belki metin yazarlığı yönünüzü de geliştirebilirsiniz. Yahut bir reklam senaryosu hazırladıktan sonra Figma eğitimi de alabilirsiniz. Stabil bir iş akışı olmadığında bu yönde gelişim kaydetmek daha kolay görünüyor. Klasik iş tanımı içerisinde genellikle belirli bir rolün dışına çıkmak güç.
Freelance Çalışmanın Dezavantajları Neler Olabilir?
Serbest çalışmanın da 9 – 5 işler gibi kendine göre eksileri yok değil. Aslında, avantaj olarak bahsedilen konuların çoğu şartlara göre dezavantaj da yaratabilir. Bunları da maddelemek gerekirse:
- Sabit gelir elde etmek güçtür. Kafanızı kaşıyamayacağınız kadar yoğun olduğunuz dönem geride kaldığında uzun zaman yeni bir proje gelmeyebilir. Net gelir beklentisi de maalesef olamaz.
- Planlı – programlı hareket etmezseniz o iş bir türlü bitmeyebilir. Hatta tam zamanlı çalışan arkadaşlarınız ofisten çıktığında siz hâlâ bilgisayarınızın başında olabilirsiniz.
- Evden, uzaktan, freelance çalışmak ile ilgili bir yanılgı da yok değil. O da çevrenizin sizi daima müsait zannetmesi. O nedenle eşiniz dostunuza çalışacağınız gün ve saatleri net bir şekilde belirtmeniz gerekiyor. Şayet bu sınır iyi çizilmezse sık sık ihlal edilebilir.
- Hangi şirketler ile çalışacaksınız? Tek tabanca olduğunuz için çalışacağınız firmaları iyi seçmeniz gerekiyor. Ödemelerini düzenli yapan, disiplinli, etkili iletişime sahip firmalar olmadan freelance çalışmak cehenneme dönebilir.
- Sıklıkla çalışma arkadaşlarına ihtiyaç duyanlar da freelance olmakta güçlük çekebilir. Bu çalışma düzeni, günün sonunda yalnız başınıza olduğunuz, ofis arkadaşlarıyla kaynatamadığınız bir düzene sahip.
Dünyada ve Türkiye’de Freelance Çalışmak
- Çevirmenlik, fotoğrafçılık, grafik tasarımcılık, metin yazarlığı, yazılımcı olmak, vloggerlık, gazetecilik… Dünya çapında freelance işlerin sayısı giderek artıyor. Peki serbest çalışanlara yönelik araştırmalar ne gösteriyor? Örneğin, ABD Bağımsız İşgücü Raporu’na göre 2019 yılının sonunda ABD’de freelance çalışanların sayısı 57 milyondu. Pandemi dönemiyle beraber ise 2020 yılının sonunda bu sayı, 60 milyona yaklaştı. Nüfusu 2021 yılı itibarıyla 332 milyon 915 bin 74 olarak belirlenen ABD’de bu sayı düşük, diyebilirsiniz. Ne var ki nüfusun tamamı iş gücü değil. Üstelik 2019 – 2020 yılları arasında da 2 milyon artış gözlemleniyor.
- Öğrenci organizasyonu AIESEC tarafından 2020 yılında paylaşılan araştırmaya göre ise Türkiye’deki freelance çalışan sayısı 1.3 milyondu ve uzmanlara göre bu sayı 5 yıl içerisinde 8 milyonları bulacak. Bu açıdan Türkiye de bu yeni dünyanın bir parçası olmaya aday.
- Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yaptığı araştırma da önemli veriler sunuyor. Buna göre; küresel çaptaki serbest çalışma alanında en büyük paylardan biri yazılım dünyasına ait. Dahası, online çalışma talebi daha çok ABD ve diğer zengin ülkelerden gelirken işgücü ise özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerden kaynaklanıyor. Bu veri bence epey önemli. Böylece dünyanın bir ucunda otururken bambaşka bir ülkedeki şirket için online çalışmak mümkün hâle geliyor. ILO’nun aynı araştırmasına göre; freelance çalışma düzeninde ülke bazında en büyük pay Hindistan’ın. Hindistan’daki İngilizce konuşan, eğitimli kişilerden meydana gelen bu işgücü, istatistikleri dahi etkileyecek kadar büyük.
Freelance Nasıl Çalışılır?
Her şeyden önce freelance işler nelerdir diye bakmakta yarar var. Standart bir zamandan ve mekândan bağımsız olabilecek sayısız meslek bu gruba girebiliyor. Bunları kısa kısa anlatmak isterim:
- Yazarlık: Freelance çalışmak ile en çok özdeşleşen meslek gruplarından biridir yazarlık. Tabii yelpazesi de bir o kadar geniş: İçerik editörlüğü, reklam yazarlığı, senaryo yazarlığı, SEO yazarlığı gibi akla gelecek pek çok türde serbest çalışan olunabilir.
- Görsel tasarım: Bu meslek grubu da freelance olmak için çok müsait. Sonuç olarak bir ürünün, hizmetin görünümünü, grafiklerini hazırlayıp düzenlemek için ofise gitme gerekliliği azalıyor.
- Özel ders: Aslında Cambly buna güzel bir örnek. Sonuçta videokonferans platformları ne güne duruyor?
- Yazılım: Pastadan en büyük payı alan meslek grubu bu olsa gerek. Özellikle Java, Phyton gibi yazılım dillerinden en az birini bilen şanslı bir profesyonel, pekala serbest çalışmaya geçiş yapabilir.
- Fotoğrafçılık: Serbest fotoğrafçıların sayısı giderek artıyor. Herhangi bir stüdyo ya da markaya bağlı kalmayan bu profesyoneller, dış çekim alanlarında düğün fotoğrafçılığı da yapabiliyor.
- Çevirmenlik: Yazarlıkla bir bakıma kol kola ilerleyen tercümanlık mesleği de özellikle yayınevlerine odaklanıyor.
Bu arada tüm bunlar akla ilk gelen örnekler. Pekala artırılabilir.
Bonus: Dijital Göçebe Vizesi Nedir?
“Karavanın önünde oturup çalışmak” temalı görseller geliyor aklıma. Digital nomad ya da teknolojik göçebe adları ile de bilinen dijital göçebeler, sabit bir yere bağlı kalmadan başka bir ülkede bilgisayarıyla çalışıp yaşama imkânına erişiyor. Dünyayı gezerken çalışmak ya da çalışırken bir yandan da dünyayı gezmek… Dijital göçebeliğin akla ilk gelen tanımı bu. Seyahat etmenin de yeni dünyada büyük rağbet gördüğü gerçeğini unutmayalım. Bu açıdan dijital göçebe vizesi bir başka ülkeye yerleşip oradan çalışmaya devam etmenizi sağlıyor. Bu vizeyi veren her ülkenin de kendine göre şartları var elbette. Gelir ispatı da bunların başında geliyor. Dolayısıyla bu vizeyi veren ülkeler özelindeki şartları araştırmanız gerekiyor. Bu listenin ileride güncellenebileceğini ve şartların değişebileceğini de unutmayın. İşte dijital göçebe vizesi veren ülkelerden bazıları!
- Almanya: 3 yıla kadar sunulan oturma izni var.
- Gürcistan: 1 yıla kadar oturma izni var.
- Hırvatistan: 1 yıla kadar oturma izni var fakat 6 ay aradan sonra tekrar başvurulabiliyor.
- Çek Cumhuriyeti: 1 yıl oturma izni var fakat süre uzatılabiliyor.
- İzlanda: 6 aya kadar izin var.
- Norveç: 6 aydan 3 yıla kadar izin var.
- Portekiz: 1 yıldan 5 yıla kadar izin var.
- İspanya: 1 yıllık izin var ve yenilenebiliyor.
- Yunanistan: 1 yıllık izin var ve maksimum 3 yıla kadar uzatılabilir.
- Macaristan: 1 yıllık izin var ve süre uzatılabiliyor.
- Letonya: 1 yıllık izin var.
- Barbados: 1 yıllık izin var.
- Bermuda: 1 yıllık izin var.
- Cayman Adaları: 2 yıllık izin var.
- Bahamalar: 1 yıl ama duruma göre 3 yıla kadar uzatılabilir.
- Meksika: Minimum 1, maksimum 4 yıl.
- Brezilya: 1 yıllık izin var.
- Dubai: 1 yıllık izin var.
- Tayland: 10 yıllık izin var.
- Cape Verde: 6 ay izin var ama 6 ay daha uzatılabilir.
- İtalya: 1 yıllık izin var ve yenilenebiliyor.
Influencer Olmanın 8 Altın Kuralı başlıklı yazımızı incelediniz mi?