“Supply Chain Management” (SCM), Türkçesi ile tedarik zinciri yönetimi bir ürünün / hizmetin hammadde tedarikinden son müşteriye teslimatına kadarki tüm sürecin idare edilmesidir. Zincir içerisinde yer alan tüm aşamaların optimizasyonu sağlanır ve müşteri memnuniyetini artıracak stratejiler oluşturulur. Talep planlama, kaynak sağlama, üretim, envanter yönetimi, depolama, nakliye, lojistik ve finansal sermayeyi yönetme gibi birçok aşama SCM’nin sürecini meydana getirir. Burada bir yanılgıyı önlemekte yarar var: Bazen lojistiğin tek başına tedarik zinciri yönetimi olduğu zannedilebilmekte. Oysa lojistik aşaması, tedarik zinciri yönetiminin bileşenlerinden yalnızca biridir. Çok eski zamanlardan beri süregelen tedarik zinciri yönetimi, özellikle sanayileşme ile birlikte daha karmaşık ve bir o kadar yaygın hâle gelmiştir. Henry Ford’un otomobil parçalarını standardize etmesi bu konuda verilen en popüler örneklerden biridir. Bilgisayarın icadı ve dijitalleşme olanakları ile beraber SCM adeta bir form değiştirmiştir. Günümüzde tedarik zinciri yönetimi artık günün 24 saati erişime açık farklı ağlardan, irtibat kanallarından meydana gelir. Bu kanalların merkezinde ise tabii ki siparişlerinin istedikleri zamanda ve şekillerde gönderilmesini talep eden müşteriler yer alır.
Tedarik zinciri yönetimi temelde 5 ana bölüme ayrılır. Bunlar; planlama, kaynak bulma, üretim, teslim ve dönüştür. İlk aşama olan planlamada müşteri talepleri ile üretim miktarının eşleştirilmesi planlanmaya çalışılır. İşletmeler, gelecekteki ihtiyaçların ne olacağını ve ne kadar talep edileceğini tahmin etmeye çalışır. Buna göre hammadde, ekipman ve işgücü organize edilir. İkinci aşama olan kaynak bulma ise ürünlerin imalatı boyunca gereken hammaddelerin tedarik edilmesi ile ilgilidir. Bu nedenle işletmeler tedarikçiler ile bir araya gelir. Üçüncü aşama ise üretimdir ve kaynak bulmanın ardından her şey hazır olup imalata geçilir. Ekipman – makine, işgücü gibi kaynaklar kullanılarak hammaddeler imalat sürecine girer. Potansiyel hammaddenin alacağı nihai hâl bu aşamada olduğundan üretim süreci SCM’nin merkezindedir. İmalatın ardından ise sıra dördüncü aşama olan teslimata gelir. Bu noktada ürünler, işletmeler tarafından müşterilere ulaştırılır. Dağıtım sürecinin marka imajına da katkı sağladığını bilmekte yarar var. Zira dolaylı olarak da olsa markanın müşteri ile birebir temasa geçtiği ilk nokta burasıdır. Kötü veya iyi bir teslimat / kargolama deneyimi markanın imajına etki edecektir. Son aşama ise dönüştür ve ürün iadelerini kapsar. Müşteriler çeşitli nedenlerden ötürü ürünleri iade edebilir. Dönüş aşamasında şirket, iade edilen ürünleri almakla ve geri ödemeleri doğru bir şekilde yapmakla yükümlüdür. Ayrıca ürün iadesinin nedenlerini tespit etmek ve diğer tedarik zinciri yönetiminde buna göre aksiyon almak da önem kazanır.