İngilizcesi “Operational Resilience” olan işletme esnekliği, bir işletmenin olası sorunlar karşısında işleyişini devam ettirmesine denilmektedir. Operasyonel dayanıklılık olarak da bilinen bu kavram, işletmeler tarafında iş akışları kesintisiz bir şekilde sürdürülürken zorluklara ve değişikliklere dayanma, uyum sağlama becerisidir. İşletme esnekliğine yönelik olan süreçler çok yönlüdür. Şirket süreçlerini, kapasiteleri davranışları da kapsamaktadır. İşletme esnekliği, işletmelerin kesintilere ya da herhangi bir olumsuzlukla karşılaşması durumunda bunlardan hızla kurtulabilmesini sağlamak için uygulanan stratejilerin bütünüdür. Böylece müşteri ve paydaşlar üzerindeki etkiyi aza indirmektedir. İşletme esnekliğine yönelik bir yönetmelik oluşturmak için kapsamlı bir iş haritası, senaryolara yönelik testler ve düzenli bir şekilde kurumsal değerlendirmeler gerekmektedir. Bunların yanında doğal afetler, siber saldırılar veya tedarik zinciri kesintileri gibi işletmenin normal işleyişini etkileyebilecek olumsuz olaylar olup bu gibi durumlara karşı hazırlanmayı, çözümler üretebilmeyi ve mevcut durum içerisinden kurtulmayı içermektedir.
İşletme esneklik, geleneksel iş sürekliliğine yönelik yönetimin ve felaket kurtarma planlarının ötesindedir. İşletmeye yönelik kesintiler, teknolojik başarısızlıklar, düzenleyici değişiklikleri ve salgın hastalıklar gibi pek çok nedenden dolayı kaynaklanabileceğinin farkındadır. Dolayısıyla bu etkilere yanıt verecek bir yönetmelik geliştirilerek sağlamlık, çeviklik ve esneklik oluşturmaya odaklanmaktadır. İdeal bir işletme esnekliğine ulaşabilmek için işletmenin belirli bir davranışı benimsemesi ve operasyonel dayanıklılık ölçümlerini devreye sokması gerekmektedir. Bunun için de ortak bir vizyon ve amaç olmalıdır. Böylece çalışan iş gücünün belirsiz olduğu durumlarda motivasyonunu koruyarak sıkıntılar karşısında çalışmaya devam edecektir. İşletme esnekliğini oluşturan birkaç temel unsur bulunmaktadır. Bunlardan ilki risk değerlendirmesi ve tespitinin yapılmasıdır. Böylece işletmeyi zor duruma sokacak durumlar belirlenebilmektedir. Ardından iş etki analizleri yapılarak uygun kurtarma stratejileri geliştirilmelidir. Sonrasında planlama ve hazırlık aşamasına geçirilerek müdahale ekipleri kurulmalıdır. Test etme tatbikat süreçleri de gerçekleştirildikten sonra strateji hazırdır. Fakat unutulmamalıdır ki işletme esnekliği devam eden bir çaba olup karşılaşılan zorluklar çerçevesinde kurtarma planları güncellenmelidir. İşletmeler, operasyonel esnekliğe öncelik vererek kesintilerin etkisini azaltabilmektedir. Böylece paydaşlar arasında da güven korunur ve belirsiz koşullarda hizmetlerin devamlılığı sağlanabilecektir.