Sürekli meslekî gelişim (Continuous Professional Development – CPD), bir meslek kolundaki profesyonellerin kendi yeteneklerini geliştirmek için aldıkları eğitim ve öğrenme etkinliklerine denir. Pasif ya da örtük bir katılımdan ziyade öğrenmenin proaktif bir şekilde gerçekleştiği bir gelişimdir. Tüm sektörler, disiplinler, çalışma alanları için geçerli olabilen sürekli meslekî gelişim, yani CPD profesyonellerin kariyerleri boyunca kişisel becerilerini ve yeniliklerini geliştirmeye yönelik bütünsel etkinliği / etkinlikleri kapsar. Çağın ruhunu yakalamak, bugünün dünyasında öne çıkan teknolojik gelişmelerden meslekî açıdan yararlanmak, bilgi ve becerileri bu anlamda güncel, dinamik tutmak sürekli meslekî gelişimin önemli parçalarından birkaçı. Öğretmenlik mesleğini icra etmek için alınan pedagojik formasyon eğitimlerinde de kişiler sürekli meslekî gelişim ile ilgili önemli bilgilere ulaşabilmekte. Örneğin, seksenli, doksanlı yıllarda öğretmenlik mesleğine adım atmış bir profesyonelin çağımızda pek çok okul, sınıf, dershane ortamında bulunan akıllı tahtaları kullanabilmeyi öğrenmesi buna verilebilecek popüler bir örnek. Sürekli meslekî gelişim, kısa adıyla CPD’nin öğrenim türleri, bireyden bireye, sektörden sektöre, işletmeden işletmeye de değişiklik gösterebilir.
Örneğin, aynı sektörde böyle bir eğitim almaya başlayan iki kişi farklı öğrenmeler içerisine girebilir. Bu, bireylerin gereksinimlerine yönelik olarak da değişir. Sürekli meslekî gelişim, başta eğitimcilerin bilgi ve becerilerini artırmak ekseninde tanımlansa da daha genel açıdan hemen her disiplin, sektör, işletme, kurum için de geçerli olabilir. Yılda asgarî 40 saatlik bir eğitimin gerekli olduğu kabul edilir. Kişisel yetkinliklerinizi geliştirmek, sektörünüzdeki bilgi, beceri ve tutumlarınızı daha profesyonel bir düzeye getirmek kariyer basamaklarında daha sağlam bir şekilde ilerlemenizi de sağlayabilir. Dijital pazarlama üzerinden de açıklamak gerekirse; dünyanın en büyük arama motoru olan Google, kullanıcıların arama sonuç sayfalarında en iyi sonuçlara ulaşması için çalışır. Bunu da yıldan yıla farklı kriterler ile ortaya koyabilir. SEO uyumlu makale çalışmalarında daha önceleri anahtar kelime doldurma girişimleri vardı. Bu, kullanıcılar tarafından çokça aranan kelimelerin, kelime gruplarının bir metinde yerli yersiz bir şekilde sıkça geçirilmesi demekti. Kimi web siteleri, daha çok trafik almak için bunu yapabiliyordu. Gelgelelim, bugün Google’ın botları anahtar kelimelerin uygun yerlerde ve miktarlarda kullanılıp kullanılmadığını anlamakta. Bu bilgiden haberdar olmak, SEO uyumlu metinlerini buna göre yazmak da bir editörün, reklam & metin yazarının sürekli meslekî gelişiminin bir parçası olabilir, çünkü Google, yarın bu konuyla ilgili bir başka yenilik de getirebilir.